0

Edebiyatın hangi dalı resim sanatına yakındır? Şiir mi, öykü mü, yoksa roman mı insanların zihninde bir resim çizmeye yarar? Yoksa her edebiyat eseri aynı zamanda okuyucunun fırçayı eline alıp tuvale düştüğü imgelerin oluşturduğu bir resim midir? Elbette her zaman resimle edebiyatı bir araya getirecek ortak noktalar bulunabilir de acaba yazarlarla ressamlar arasında her zaman ortak noktalar bulunabilir mi?
Ferit EdgüBuluşmalar isimli kitabında biraz da bu ortak noktayı sorguluyor. Daha önce çeşitli kitaplar ve sergiler için yazdığı önsözlerle edebiyat, resim için yazdığı denemeleri bu kitapta bir araya getiriyor. 
Yazarlar/ressamlar alt başlığıyla piyasaya çıkan kitap iki bölümden oluşuyor. İlk bölümde yazarlar üzerinden sorgulamalarına devam ederken, ikinci bölümde bu işi ressamlar üzerinden sürdürüyor.
Albert Camus'dan Andre Breton'a, Celine'den Beckett'e, Sait Faik'ten Melih Cevdet'e, Demir Özlü'den Tahsin Yücel'e kadar birçok yazarı bize hatırlatan ilk bölümden, Bedri Rahmi'den Avni Arbaş'a, Füreya'dan Rembrandt'a, Jean Dubuffet'den Fikret Muallâ'ya ressamlar geçidi olan ikinci bölüme geçerken edebiyat-resim ortaklığını gözler önüne sermeye çalışıyor. 
Cihat Burak üzerinden ressam-yazar sorgulaması yaparken şöyle diyor;
"Şairler, yazarlar arasında resim sanatına ilgi duyanların sayısı bir hayli fazladır. 19. yüzyılın büyük romantiği Victor Hugo'nun o şaşırtıcı, 20. yüzyılın lekeci ressamlarını kıskandıracak lavis'lerini, benim gibi, şiirlerine yeğleyenler bile vardır. İngiliz şair William Blake'in, İsveçli oyun yazarı Strindberg'in yağlıboyaları, Antonin Artaud'nun öz-portreleri, sözcükler biter gibi olduğunda görsel imlere, imgelere sığınan Henri Michaux... İşte, yazarlar, şairler arasında ressam niteliğiyle de ortaya çıkan sanatçılardan ilk aklıma gelenler. Tabii, Baudelaire'in desenleri var, çağdaşlardan Günther Grass'ın illüstrasyonları; bizden Metin Eloğlu'nun, Oktay Rifat'ın, İlhan Berk'in resimleri.
Yazar-ressamlar için bunları söyledikten sonra ressamlar arasından çıkan az sayıdaki yazar için de şu şekilde bir ifade kullanıyor;
"...Rönesans'ın büyük ustaları dışında, dişe dokunur pek birilerini bulamıyorum. Picasso'nun oyununu ve şiirlerini, Dali'nin sayıklamalarını,Hans Arp'ın dadacı şiirlerini, Picabia'nın özdeyişlerini unutuyor değilim. Von Gogh'un gerçek bir yazarın kaleminden çıkmış mektuplarını,Delacroix'nin bir sıfat bulamadığım günlüklerini de. Hattâ bizden bir Fikret Muallâ'nın sözcük oyunlarıyla dolu mektuplarını ve çizgiler kadar sözcüklerden de oluşan Albastı Karnelerini de. Ama bunlar ressamca, resimle ilgili yazılar.
Abidin Dino'nun yazıları, öyküleri, oyunları bir ressamın değil, gerçek bir yazarın yapıtları. Bedri Rahmi ise, bir şair-ressam ya da ressam-şair."
Ressam-yazarlar için düşündüklerini kâğıda döktükten sonra Can Yücel-Burhan Uygur üzerinden şiir-resim yakınlığını şu şekilde açıklıyor;
"Uzun yıllar, şiir müzikle eşleştirildi. Ama bu müzik ayaklı uyaklı şiir için geçerliydi. Ama Verlaine'den örneğin, Baudelaire'e geldiğimizde iş değişiyor. Çünkü Baudelaire'nin şiirinde müzik kadar resim de vardı.
Bu da doğal; çünkü şiir bir imge sanatıdır. İmge (image) sözcüğünün sözlük anlamı da resimdir."
Ressamlarla yazarlar üzerinden edebiyatı resimle dans ettiren Ferit Edgü, bazı metinlerde bu birliktelikten çok uzaklara bizi götürürken de aklımızın bir köşesinde hâlâ elinde fırçasıyla resim yapan bir okur imgesi yer alıyor.
1917 Rus Devriminden önce yaşananları anlatan Albert Camus'nun "Doğrular" isimli kitabından, bir Yahudi efsanesi olan Golem'i romanının merkezine yerleştiren Meyrink'e, sürrealist Andre Breton'un "Nadja"sından, alkol üzerine yazılmış en korkunç roman olan "Yanardağın İçinden"e, Sait Faik'in öykülerinden, çağdaş Türk yazınının en büyük ironi ustası olarak nitelediği Tahsin Yücel romanlarını okuyucuyla buluştururken, Eren-Bedri Rahmi Eyüboğlu aşkını anlatırken, elek teliyle yapılmış Kuzgun heykellerini hatırlatırken, sulu boya üzerine notlar alırken ve Rembrandt'ın desenlerini gözler önüne sererken de edebiyatla resmin dansına tanık oluyoruz.
Kendisine sürekli yöneltilen hangi yazar/şairlerle kardeş olduğu yönündeki soruyu da bu kitapta cevaplıyor Ferit Edgü.
"Bir kitabını ilk kez elime aldığımda allak bullak olduğum beş yazar, şair var:
1º Rimbaud
2º Lautrèamont
3º Marquis de Sade
4º Antonin Artaud
5º Kafka"
Bu sıralamayı yaptıktan sonra en kalıcı ve derin etki edenin Kafka olduğunu söylüyor. Fakat birçok kişi tarafından yazdıklarının Kafka'ya yakın olduğu yönünde aldığı eleştirilere rağmen Kafka'yı yazar olarak kardeş görmediğini, yaşamının 48 yılını tımarhanede geçiren ve bir yerde "Düşsel yaşamı gerçek yaşama yeğlerim" diyen Robert Walser'in yazı kardeşi olabileceğini belirtiyor.
Yaşamının büyük bir kısmını yazmaya ve resimlere adamış bir insan olarak Buluşmalar'ı yazma sebebini de şu sözlerle açıklıyor;
"Eski Orta Asya Türk geleneğine göre, bir hükümdar öldüğünde öte dünyada yalnızlık çekmemesi ve yolunu sürdürmesi için olsa gerek, atıyla ve hatunuyla gömülürmüş. Doğrusu, öte dünyaya inanmasam da, kitaplarım ve resimlerimle gömülmek isterdim ben. Bu yaşamı bana onlar dayanılır kıldığına göre, ölümü de haydi haydi dayanılır kılacaklarına inandığımdan..."
Gerçekten de ölümü dayanılır kılacak tek şey sanat olmalı. Buluşmaları okurken resimle edebiyatın dansına tanık olmanın verdiği yaşama dayanma gücü, ölüm anında da bize bu gücü verecektir. Yeter ki hayatımızı bunlara adayabilelim.
Ferit Edgü'nün kaleminden yazarlar ve ressamlar için yazılan metinler belki de bu yolda okuyucuya ilk yol gösterici olacak. O nedenle okunmaya değer bir kitap Buluşmalar.

Tuna Başar
/ onyediekimikibinyedi ondokuzelliüç
Afyonkarahisar /

Buluşmalar
Ferit Edgü
184 sf
Can Yayınları Eylül 2007
Fiyatı: 12 YTL

Not: Bu kitap eleştiri yazısı "Onaltıkırkbeş" isimli derginin 1 Haziran 2008 tarihli 21. sayısında yayınlanmıştır.

tuna başar

1985 yılında doğdum. İzmir Karşıyakalı'yım. 2004 yılının son çeyreğiyle birlikte başladığım yazı serüvenime Gece Edebiyat adlı blog sayfamda devam ediyorum. Yazılarım ve şiirlerim Ada (Samsun),Aykırı Sanat, Berfin Bahar, BH Sanat, Çalı, Genç Hayat, İzmir İzmir, Kaçak Yayın, Kar, Koridor, Kum, Kuşak, Kül Öykü, Lacivert Sanat, Mor Taka, Onaltıkırkbeş, Sunak, Taflan, Varlık, Virgül gibi dergilerde yayınlandı.

Website: Gece Edebiyat

SONRAKİ YAZI
Yayınlanmış son yazı.
ÖNCEKİ YAZI
Önceki Kayıt

Yorum Gönder Blogger

 
Top